Fizibilite Çalışmaları

Fizibilite analizleri; yer görme, saha araştırması ve raporlama gibi süreçlerden oluşan detaylı bir çalışmadır. Fizibilite raporları günlük hayatımızda çokça ihtiyaç duyduğumuz kapsamlı belgelerdir. Bu raporlar genellikle bir iş veya bir yatırıma başlama aşamasında hazırlatılır ve olabildiğince detaylı olması beklenir.

Çok çeşitli sektör dalları ve konu yelpazesine sahip bu raporların hazırlanma süreci müşterinin talebine, rapor içeriğinin genişliğine göre değişim göstermektedir. Bu raporlar finans ve gayrimenkul sektörünün uzmanları olan ekonomistler, gayrimenkul değerleme uzmanları, hukuki danışmanlar vb. tarafından hazırlanmaktadır.

Rapor içeriğinde birçok teknik kullanılır, bunlardan bazıları: lokasyon analizleri, pazar araştırmaları, proje ve maddi duran varlık değerlemesi, en iyi ve en verimli kullanım analizleri vb. Bu teknikler aracılığıyla ekonomik, finansal ve teknik araştırmalar yapılarak sonuçlar sayısal verilere dayandırılmış bir biçimde yatırım projelerinin temeli oluşturulur.

Raporlar genellikle yatırıma konu olan ürün ve hizmetlerle ilgili sektör araştırmasıyla başlayıp, kullanılacak teknolojik araçlar ve gerekli yatırım kalemlerinden oluşmaktadır. Son aşamada ise finansal araştırmalara dayandırılarak kar-zarar analizleri yapılır. Rapor bitiminde karlı bulunan yatırım yöntemiyle hareket edilmek üzere çalışmalara başlanıp, seçilmiş doğru lokasyon ve gerekli bütçe ile sürece devam edilir.

Fizibilite Analizinin Amacı ve Önemi

Fizibilite analizi, bir yatırım kararının rastlantılara ya da yalnızca sezgilere bırakılmaması için yapılır. Amaç, projenin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymak, yatırımcının karşılaşabileceği fırsatları ve riskleri önceden belirlemektir. Bu sayede “bu proje uygulanabilir mi?”, “hangi koşullarda kârlı olur?” ve “hangi senaryo en sürdürülebilir sonucu verir?” gibi sorulara yanıt bulunur.

Yatırımcı açısından en büyük değer, riskin minimize edilmesidir. Çünkü fizibilite çalışmaları yalnızca projenin potansiyel gelirlerini değil, maliyetlerini, nakit akışını ve geri dönüş süresini de hesaplar. Ayrıca doğru lokasyon seçimi, doğru hedef kitleye ulaşma ve finansman ihtiyacının gerçekçi belirlenmesi gibi kritik konularda yol gösterir. Bu da yatırımcının yalnızca güvenli değil, aynı zamanda verimli bir karar almasını sağlar.

Özünde fizibilite analizi, projenin gerçek hayatta karşılığının olup olmadığını test eder. Yatırımcıya yalnızca “evet” veya “hayır” yanıtı vermez; hangi şartlarda kârlı, hangi koşullarda riskli olduğunu da gösterir. Bu yönüyle fizibilite çalışmaları, sağlam bir altyapı oluşturarak her stratejik planlamanın temel taşı haline gelir.

Fizibilite Çalışmalarının Aşamaları

Bir fizibilite çalışması, rastgele toplanmış bilgilerden değil, sistematik olarak ilerleyen adımlardan oluşur. Her aşama bir sonraki adımın temelini oluşturur ve raporun güvenilirliğini artırır. İlk olarak ön etüt ve veri toplama süreciyle başlanır; bu aşamada arsa ya da yatırım konusu hakkında temel bilgiler elde edilir. Ardından pazar araştırmasıyla talep ve rekabet koşulları analiz edilir. Teknik ve hukuki inceleme, projenin uygulanabilirliğini test ederken, finansal analiz gelir-gider dengesini ortaya koyar. Sonrasında riskler belirlenir, senaryolar değerlendirilir ve tüm bu çıktılar nihai raporda bir araya getirilir.

Bu yapı sayesinde rapor yalnızca bir öngörü belgesi olmaktan çıkar, yatırımcıya stratejik bir yol haritası sunar. Aşamaların her biri dikkatle yürütüldüğünde, hem finansal açıdan hem de operasyonel anlamda daha güvenli kararlar almak mümkün hale gelir.

Ön Etüt ve Veri Toplama

Fizibilite çalışmalarının başlangıç noktası, doğru ve kapsamlı veri toplamaktır. Bu aşamada yatırım yapılacak arsa, mülk ya da iş kolu hakkında temel bilgiler toplanır. İmar durumu, tapu kayıtları, mevcut kullanım biçimi, lokasyon özellikleri ve çevresel koşullar incelenir. Ayrıca sahada yapılan gözlemler ve fotoğraf dokümantasyonu, raporun yalnızca teorik değil pratik temellere dayanmasını sağlar.

Ön etüt aynı zamanda proje için kullanılabilecek kaynakların ve mevcut altyapının analizini de içerir. Ulaşım bağlantıları, enerji ve su altyapısı, bölgedeki demografik yapı gibi unsurlar bu aşamada değerlendirilir. Elde edilen tüm veriler, sonraki aşamalarda yapılacak pazar, finansal ve teknik analizler için sağlam bir temel oluşturur.

Doğru veri toplanmadığı takdirde yapılan projeksiyonların geçerliliği azalır. Bu nedenle ön etüt ve veri toplama süreci, fizibilite çalışmasının en kritik basamaklarından biri olarak kabul edilir. Yatırımcıya doğru yol gösterecek raporun güvenilirliği de büyük ölçüde bu aşamanın titizlikle yürütülmesine bağlıdır.

Pazar Araştırması

Fizibilite çalışmalarının en önemli aşamalarından biri pazar araştırmasıdır çünkü herhangi bir yatırımın başarılı olup olmayacağı büyük ölçüde talep ve rekabet koşullarına bağlıdır. Bu aşamada hedef kitlenin ihtiyaçları, satın alma gücü ve tüketim alışkanlıkları derinlemesine incelenir. Ayrıca demografik yapı, nüfus artışı, göç hareketleri ve gelir seviyeleri gibi veriler analiz edilerek projenin hitap edeceği müşteri profili ortaya çıkarılır.

Pazar araştırması yalnızca talebi değil, rekabeti de içerir. Aynı sektörde faaliyet gösteren mevcut oyuncuların sayısı, sundukları hizmetler, fiyat politikaları ve pazardaki konumları değerlendirilir. Böylece yatırımın hangi boşluğu doldurabileceği ve hangi alanlarda farklılaşabileceği netleşir. Ayrıca sektör trendleri ve geleceğe yönelik öngörüler, yatırımın yalnızca bugün değil uzun vadede de sürdürülebilir olup olmayacağını ortaya koyar.

Sonuç olarak pazar araştırması, yatırımcıya “hangi ürün ya da hizmeti, nerede, hangi ölçekte sunmalıyım?” sorularının yanıtını verir. Doğru yapılmış bir pazar analizi, fizibilite raporunun en sağlam dayanaklarından biri olur ve sonraki finansal hesaplamaların güvenilirliğini artırır.

Teknik ve Hukuki İnceleme

Fizibilite çalışmalarında pazarın varlığı tek başına yeterli değildir; projenin teknik açıdan uygulanabilir ve hukuki olarak mümkün olması da gerekir. Bu nedenle teknik ve hukuki inceleme, fizibilitenin en kritik aşamalarından biridir.

Teknik inceleme, projenin gerçekleştirilmesi için gereken altyapı ve teknolojik ihtiyaçların analizini kapsar. Örneğin gayrimenkul geliştirme projelerinde arsanın topoğrafyası, zemin yapısı, ulaşım ve altyapı imkânları değerlendirilir. Sanayi ya da enerji projelerinde ise üretim kapasitesi, makine-teçhizat ihtiyacı, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik kriterleri dikkate alınır. Doğru teknik analiz yapılmadığında, proje ilerleyen aşamalarda beklenmedik maliyetlerle karşılaşabilir.

Hukuki inceleme ise projenin yasal çerçevede uygulanabilirliğini test eder. İmar planları, ruhsat süreçleri, çevresel etki değerlendirmeleri, mülkiyet hakları ve sektör bazlı düzenlemeler bu aşamada detaylıca incelenir. Böylece yatırımcı, yalnızca mevcut duruma değil, olası yasal risklere de hazırlıklı hale gelir.

Teknik ve hukuki inceleme sonucunda proje için “gerçekçi uygulanabilirlik” resmi ortaya çıkar. Yatırımcı bu aşamada, projesinin yalnızca kârlı değil aynı zamanda sürdürülebilir ve yasal olarak güvence altında olduğunu görmüş olur.

Finansal Analiz

Fizibilite çalışmalarının belki de en belirleyici aşaması finansal analizdir çünkü yatırımın gerçek hayatta değer kazanıp kazanmayacağı, nihayetinde rakamlarla test edilir. Bu bölümde proje için gerekli tüm yatırım kalemleri, işletme giderleri ve potansiyel gelirler detaylı biçimde hesaplanır. Amaç yalnızca kârlılığı görmek değil, aynı zamanda nakit akışını, geri dönüş süresini ve yatırımın sürdürülebilirliğini ölçmektir.

Gelir tarafında satış veya kira projeksiyonları yapılırken, pazar araştırmasından elde edilen veriler kullanılır. Maliyet tarafında ise inşaat, ekipman, iş gücü, finansman giderleri ve vergiler hesaba katılır. Bu veriler, nakit akışı tabloları ve iskonto edilmiş nakit akışı (DCF) modelleriyle test edilir. Böylece yatırımın bugünkü değeri ve gelecekte yaratacağı potansiyel getiri objektif olarak ortaya çıkarılır.

Finansal analiz aynı zamanda farklı senaryoları da test eder. Örneğin satış fiyatlarının düşmesi, maliyetlerin artması ya da projenin planlanandan geç tamamlanması gibi olasılıklar göz önünde bulundurulur. Bu duyarlılık analizleri, yatırımcıya yalnızca en iyi ihtimali değil, olası riskli senaryoları da net biçimde gösterir. Sonuç olarak yatırımcı, “bu proje bana hangi şartlarda ne kazandırır, hangi koşullarda riskli hale gelir?” sorularına somut yanıt bulur.

Risk Analizi

Her yatırım projesi, potansiyel kazançların yanında belirli riskler de barındırır. Fizibilite çalışmalarında risk analizi, bu riskleri önceden tespit ederek yatırımcıya hem hazırlık yapma hem de alternatif stratejiler geliştirme imkânı verir. Risklerin doğru değerlendirilmediği bir yatırım süreci, kârlı görünen bir projenin kısa sürede zarara dönüşmesine yol açabilir.

Riskler genellikle üç ana grupta ele alınır: pazar riskleri, finansal riskler ve hukuki/operasyonel riskler. Pazar riskleri, talebin beklenenden düşük olması, rekabetin artması ya da tüketici davranışlarının değişmesi gibi unsurları içerir. Finansal riskler; maliyet artışları, faiz oranlarındaki dalgalanmalar veya kur farkları nedeniyle projenin kârlılığını etkileyebilir. Hukuki ve operasyonel riskler ise imar değişiklikleri, ruhsat gecikmeleri, çevresel kısıtlar ya da inşaat sürecinde yaşanabilecek teknik sorunlar olabilir.

Fizibilite raporlarında bu riskler yalnızca tanımlanmakla kalmaz, aynı zamanda alternatif senaryolar da oluşturulur. Örneğin satışların yavaşladığı bir durumda kiralama opsiyonu gündeme alınabilir veya maliyetlerin arttığı bir senaryoda etaplı yatırım modeli önerilebilir. Böylece yatırımcı, her olasılık için önceden hazırlanmış bir yol haritasına sahip olur.

Nihai Raporlama

Fizibilite çalışmasının tüm aşamaları tamamlandığında ortaya çıkan en önemli çıktı, nihai rapordur. Bu rapor, yatırımcıya yalnızca rakamların bir araya geldiği teknik bir belge değil, aynı zamanda stratejik bir yol haritası sunar. İçeriğinde hem detaylı analizler hem de anlaşılır özetler bulunur, böylece hem teknik uzmanlar hem de karar vericiler için kolay okunabilir bir çerçeve oluşturur.

Raporun ilk bölümünde yönetici özeti yer alır. Bu özet, çalışmanın amacı, kullanılan yöntemler, ana bulgular ve yatırım için önerilen yol haritasını kısaca özetler. Yatırımcı yalnızca bu kısmı okuyarak projenin genel durumu hakkında hızlı bir fikir sahibi olabilir.

Sonraki bölümlerde, pazar araştırması, teknik-hukuki inceleme, finansal analiz ve risk değerlendirmeleri detaylı şekilde yer alır. Bu bölümler, rakamsal veriler, tablolar, grafikler ve senaryo analizleriyle desteklenir. Böylece rapor, yalnızca bir anlatıdan ibaret kalmaz; görsel ve sayısal verilerle güçlendirilmiş bir belge haline gelir.

Raporun sonunda ise öneriler ve karar destek bölümü bulunur. Bu bölümde hangi senaryonun yatırımcıya en uygun olduğu, hangi adımların öncelikli atılması gerektiği ve olası riskler karşısında hangi tedbirlerin alınabileceği açıklanır. Sonuçta hazırlanan rapor, yalnızca “bu yatırım yapılabilir mi?” sorusuna değil, “nasıl, ne zaman ve hangi koşullarda yapılmalı?” sorularına da yanıt verir.

Kullanılan Yöntem ve Teknikler

Fizibilite çalışmalarında elde edilen sonuçların güvenilirliği, kullanılan yöntem ve tekniklerin çeşitliliğine ve doğruluğuna bağlıdır. Denge Değerleme, yalnızca tek bir analiz yöntemine bağlı kalmaz; farklı açılardan veri toplayarak ve bunları test ederek raporu çok boyutlu hale getirir. Böylece yatırımcının eline hem sayısal hem de stratejik olarak güçlü bir belge geçmiş olur.

Lokasyon Analizi

Bir yatırımın başarısında konum en kritik faktörlerden biridir. Ulaşım ağları, sosyal altyapı, demografik yapı ve bölgesel gelişim planları incelenerek projenin bulunduğu lokasyonun avantajları ve dezavantajları ortaya çıkarılır.

Pazar Analizi

Talep projeksiyonları, rekabet düzeyi ve sektör trendleri incelenir. Hedef kitlenin büyüklüğü, gelir seviyesi ve tüketim alışkanlıkları analiz edilerek projenin ne kadar ilgi göreceği öngörülür.

Değerleme Çalışmaları

Arsa ve mevcut mülkün piyasa değerleri, emsal karşılaştırmalarıyla belirlenir. Ayrıca proje sonrası oluşacak potansiyel değer hesaplanarak yatırımın yaratacağı fark gösterilir.

Nakit Akışı ve Finansal Modelleme

Projenin gelir-gider tabloları, yatırım kalemleri ve kârlılık hesapları yapılır. İskonto edilmiş nakit akışı (DCF) yöntemiyle bugünkü değer ve geri dönüş süresi ortaya konur.

SWOT Analizi

Projenin güçlü yönleri (Strengths), zayıf yönleri (Weaknesses), fırsatları (Opportunities) ve tehditleri (Threats) analiz edilerek daha stratejik bir bakış açısı sağlanır.

Duyarlılık ve Senaryo Analizi

Satış fiyatlarındaki değişim, maliyet artışı veya talep daralması gibi farklı koşullarda projenin nasıl sonuçlar doğuracağı test edilir. Bu teknik, yatırımcıya en kötü senaryoda bile hazırlıklı olma imkânı verir.

Sonuç olarak, kullanılan yöntemler yatırımın her açıdan değerlendirilmesini sağlar. Bu da fizibilite raporlarını yalnızca bir başlangıç belgesi değil, uzun vadeli stratejik bir rehber haline getirir.

Fizibilite Raporunun Kapsamı ve İçeriği

Bir fizibilite raporu, yalnızca sayısal analizlerden ibaret değildir; aynı zamanda karar vericilerin projenin tüm yönlerini görebileceği kapsamlı bir çerçeve sunar. Bu nedenle rapor, genelden özele ilerleyen ve her adımda yatırımcının ihtiyaç duyduğu bilgiyi sunan bölümlerden oluşur.

Yönetici Özeti

Raporun giriş kısmında yer alır ve çalışmanın amacı, ana bulguları, önerilen senaryolar ve yatırımın genel çerçevesi kısa ve anlaşılır bir dille özetlenir. Bu bölüm, karar vericilerin hızlıca fikir sahibi olmasını sağlar.

Sektör ve Pazar Analizi

Yatırıma konu olan ürün, hizmet ya da gayrimenkul için yapılan pazar araştırmaları, talep projeksiyonları, rekabet koşulları ve sektör trendleri burada detaylı biçimde sunulur.

Proje Tanımı

Yatırımın kapsamı, ölçeği, hedef kitlesi, lokasyonu ve geliştirilmesi planlanan konsept bu bölümde anlatılır. Böylece yatırımın sınırları ve temel parametreleri netleşir.

Yatırım Kalemleri ve Teknik İnceleme

Projede ihtiyaç duyulacak tüm yatırım kalemleri (arsa, inşaat, ekipman, ruhsat, personel vb.) tek tek listelenir. Aynı zamanda teknik uygunluk ve altyapı koşulları değerlendirilir.

Finansal Model ve Nakit Akışı

Gelir-gider tabloları, yatırımın geri dönüş süresi, kârlılık oranları ve farklı senaryolara göre nakit akış projeksiyonları burada sunulur. Grafikler ve tablolar, bilgilerin daha kolay anlaşılmasını sağlar.

Risk Değerlendirmesi

Olası riskler, zorluklar ve bu risklere karşı alınabilecek önlemler ayrıntılı olarak açıklanır.

Sonuç ve Öneriler

Raporda ulaşılan nihai bulgular, en uygun yatırım senaryosu ve yatırımcıya sunulan yol haritası burada yer alır. Bu bölüm, raporun karar vericilere en çok ışık tutan kısmıdır.

Sektörel Uygulama Alanları

Fizibilite çalışmaları, yalnızca tek bir sektörle sınırlı değildir. Farklı yatırım alanlarında, projenin hayata geçirilebilirliğini test etmek için aynı metodoloji uygulanır. Böylece hangi sektörde olursa olsun yatırımcı, sağlam verilere dayalı bir yol haritası elde eder.

Gayrimenkul Geliştirme

Konut, ticaret, ofis veya karma kullanım projelerinde fizibilite raporu en kritik araçtır. Doğru lokasyon, en uygun proje tipi ve kârlılık oranları bu rapor sayesinde belirlenir.

Sanayi ve Lojistik Yatırımları

Organize sanayi bölgelerinde kurulacak fabrikalar ya da depolama merkezleri için yapılan fizibilite çalışmaları, kapasite ihtiyacını, yatırım maliyetlerini ve lojistik avantajları ortaya koyar.

Turizm Projeleri

Otel, tatil köyü veya butik konaklama tesisleri planlanırken talep projeksiyonları, sezonluk dalgalanmalar ve yabancı turist potansiyeli analiz edilir. Böylece yatırımın uzun vadeli sürdürülebilirliği test edilir.

Enerji Projeleri

Güneş, rüzgar veya biyokütle gibi enerji yatırımlarında fizibilite raporları, teknik altyapı, lisans süreçleri ve finansal geri dönüş sürelerini detaylıca inceler.

Tarım ve Gıda Yatırımları

Seracılık, organik tarım veya gıda üretim tesisleri için yapılan fizibilite çalışmaları, iklim koşulları, üretim maliyetleri, pazar talebi ve ihracat potansiyelini değerlendirir.

Sonuç olarak, fizibilite çalışmaları hangi sektörde yapılırsa yapılsın, yatırımcıya “bu proje gerçekten uygulanabilir mi?” sorusunun yanıtını verir.

Örnek Vaka Çalışmaları

Fizibilite raporlarının yatırımcıya nasıl yol gösterdiğini en iyi şekilde görmek için gerçek hayattan örneklere bakmak faydalı olur. Aşağıda farklı sektörlerden iki senaryo üzerinden fizibilite çalışmalarının katkılarını görebilirsin.

Gayrimenkul Geliştirme, Konut mu Ofis mi?

Ankara’da merkezi bir bölgede bulunan büyük bir arsa için iki farklı kullanım senaryosu gündeme geldi: konut projesi veya ofis projesi. Yapılan pazar araştırması, bölgedeki ofis arzının fazlalığı nedeniyle doluluk oranlarının düşük olduğunu gösterdi. Buna karşın konut talebinin yüksekliği ve kira seviyelerinin istikrarlı olması dikkat çekti. Finansal analizler sonucunda konut projesinin yatırımcıya daha kısa sürede geri dönüş sağlayacağı netleşti. Bu nedenle rapor, en uygun kullanımın konut geliştirme olacağı yönünde sonuç verdi.

Turizm Yatırımı, Otel mi Karma Kullanım mı?

Ege kıyısında turizm amaçlı imara sahip bir arsa için fizibilite çalışması yapıldı. İlk senaryo otel yatırımı üzerineydi; ikinci senaryo ise otelin yanı sıra alışveriş ve eğlence alanlarının da dahil olduğu karma bir proje öngörüyordu. Pazar analizi, bölgedeki otel kapasitesinin yüksek olduğunu, buna karşın yıl boyu kullanılabilecek sosyal ve ticari alanların eksik kaldığını ortaya çıkardı. Finansal modeller de karma kullanım senaryosunun daha sürdürülebilir gelir sağlayacağını gösterdi. Sonuçta yatırımcı, karma projeye yönelerek daha dengeli ve uzun vadeli bir getiri elde etme fırsatı buldu.

Fizibilite Raporlarının Yatırımcıya Sağladığı Katkılar

Fizibilite raporları, yatırımcıya yalnızca bir ön araştırma değil, stratejik karar alma sürecinde güvenli bir rehber sunar. En büyük katkısı, riskleri öngörmek ve azaltmaktır. Proje başlamadan önce olası sorunların ortaya konması, yatırımcının hem zaman hem de maliyet kaybını önler.

Bir diğer önemli katkı, doğru bütçe planlamasıdır. Rapor sayesinde hangi yatırım kalemlerine ne kadar bütçe ayrılması gerektiği netleşir. Böylece sürpriz maliyetler minimize edilir ve finansal kaynaklar daha etkin kullanılır. Ayrıca finansman sağlama sürecinde de fizibilite raporu kritik rol oynar; bankalar ve yatırım fonları, kredilendirme ya da ortaklık kararlarını bu raporlara dayandırır.

Doğru hazırlanmış bir fizibilite çalışması, yatırımcıya lokasyon seçimi ve proje ölçeği konusunda da yol gösterir. Yanlış yerde, yanlış ölçekte yapılan bir yatırım büyük kayıplara yol açabilir. Rapor, talep yoğunluğunu, rekabet durumunu ve bölgesel avantajları göstererek en doğru noktayı işaret eder.

Son olarak, fizibilite raporları yatırımcıya yalnızca “evet, bu proje yapılabilir” sonucunu değil; hangi koşullarda, nasıl ve hangi stratejiyle daha kârlı yapılabileceğini de gösterir. Bu nedenle yatırımın güvenilirliğini ve sürdürülebilirliğini artıran en kritik araçlardan biri olarak öne çıkar.

Sık Yapılan Hatalar ve Denge Değerleme Yaklaşımı

Fizibilite çalışmalarında yapılan en büyük hatalardan biri, yetersiz veriyle rapor hazırlamaktır. Eksik ya da güncelliğini yitirmiş veriler, projeyi olduğundan daha kârlı gösterebilir ve yatırımcıyı yanlış yönlendirebilir. Özellikle emsal değerlerin yanlış seçilmesi, talep analizlerinin yüzeysel yapılması raporun güvenilirliğini ciddi şekilde zayıflatır.

Bir diğer sık hata, fazla iyimser varsayımlar kullanmaktır. Satış fiyatlarının piyasa ortalamasının çok üzerinde öngörülmesi veya maliyetlerin olduğundan düşük hesaplanması, yatırımın kârlılığını yapay biçimde yüksek gösterir. Bu da uygulama aşamasında bütçe açıklarına ve beklenmedik zarar riskine yol açar.

Ayrıca hukuki süreçlerin ve teknik gerekliliklerin göz ardı edilmesi de sık karşılaşılan bir sorundur. İmar kısıtları, ruhsat süreçleri veya altyapı eksiklikleri dikkate alınmadığında, kağıt üzerinde çok kârlı görünen projeler sahada uygulanamaz hale gelir.

Denge Değerleme’nin yaklaşımı ise bu riskleri ortadan kaldırmaya odaklanır. Şirket, verileri geniş bir kaynaktan doğrular, saha gözlemlerini teorik analizlerle birleştirir. Varsayımlar gerçekçi senaryolara dayanır ve her biri duyarlılık analizleriyle test edilir. Ayrıca raporlar, uluslararası standartlara ve SPK düzenlemelerine uygun hazırlanarak hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için güvenilir hale getirilir. Böylece Denge’nin fizibilite raporları yalnızca teknik bir belge değil, aynı zamanda sağlam bir karar destek aracı olur.

Süreç ve Takvim

Fizibilite çalışmalarının güvenilir ve uygulanabilir sonuçlar vermesi için sürecin planlı bir şekilde yürütülmesi gerekir. Denge Değerleme, her çalışmayı disiplinli bir takvim üzerinden yönetir ve yatırımcının karar alma sürecine uygun şekilde ilerler.

İlk adımda ihtiyaç analizi ve teklif aşaması gelir. Bu bölümde yatırımcıyla bir araya gelinerek projenin kapsamı, beklentiler ve çalışma alanı netleştirilir. Sonrasında resmi teklif hazırlanır ve proje resmen başlatılır.

Ardından veri toplama ve saha çalışması yapılır. Lokasyonun detaylı incelenmesi, emsal verilerin toplanması, kamu kurumlarıyla yazışmalar ve paydaş görüşmeleri bu aşamada tamamlanır.

Bir sonraki adım analiz ve modelleme sürecidir. Pazar araştırmaları, teknik-hukuki incelemeler, finansal hesaplamalar ve risk değerlendirmeleri bu aşamada yapılır. Çalışma ilerlerken ara bulgular yatırımcıyla paylaşılır, gerekirse ek senaryolar oluşturulur.

Son aşamada nihai rapor hazırlanır ve teslim edilir. Rapor, hem detaylı analizleri hem de özet değerlendirmeleri içerir. İhtiyaç halinde rapor, yatırımcıya veya finans kuruluşlarına sunum formatında da paylaşılır.

Genellikle fizibilite çalışmalarının tamamlanma süresi 3 ila 5 hafta arasında değişir. Ancak projenin kapsamı, incelenen senaryo sayısı ve ihtiyaç duyulan kurum onayları bu süreyi uzatabilir. Planlama her zaman yatırımcının karar alma takvimine uygun şekilde yapılır.

Sık Sorulan Sorular

Fizibilite raporu ne kadar sürede hazırlanır?

Çalışmanın kapsamına ve senaryo sayısına bağlı olarak genellikle 3-5 hafta içinde tamamlanır. Daha basit projeler daha kısa sürede, daha kapsamlı yatırımlar ise biraz daha uzun sürede sonuçlandırılır.

Fizibilite raporu yalnızca gayrimenkul için mi yapılır?

Hayır. Gayrimenkul projeleri dışında turizm, sanayi, lojistik, enerji ve tarım yatırımları için de fizibilite raporları hazırlanır. Yöntem farklılık gösterebilir, fakat temel mantık her sektörde aynıdır.

Bankalar ve yatırım fonları fizibilite raporlarını ister mi?

Evet. Finans kuruluşları yatırımın uygulanabilirliğini ve risk seviyesini görmek için fizibilite raporlarına büyük önem verir. Bu raporlar, kredi ve ortaklık kararlarında kritik rol oynar.

Rapor için hangi belgeler gerekli?

Genellikle tapu ve imar bilgileri, mevcut proje dokümanları, ruhsat durumları ve yatırımcı tarafından sağlanan ön veriler yeterlidir. Bunun dışında saha çalışması sırasında ek veriler uzman ekip tarafından toplanır.

Fizibilite raporu ile etkin ve verimli kullanım analizi arasındaki fark nedir?

Fizibilite raporu, belirlenen bir projenin uygulanabilirliğini test eder. Etkin ve verimli kullanım analizi ise bir mülk için birden fazla senaryoyu karşılaştırır ve en yüksek değeri yaratacak kullanım biçimini belirler.

Fizibilite raporu yatırım kararını kesinleştirir mi?

Hayır, kesin karar yatırımcıya aittir. Rapor, veriye dayalı bir yol haritası ve risk-fırsat değerlendirmesi sunar. Yatırımcı bu bilgileri kullanarak daha bilinçli bir karar verir.

Fizibilite çalışması olmadan yatırım yapmak mümkün mü?

Mümkün olsa da risk seviyesi çok yüksektir. Fizibilite raporu, yatırım öncesi sağlam bir altyapı oluşturur ve olası zararların önüne geçer.

Fizibilite raporları, yeni bir girişim fikriniz varsa ya da sahip olduğunuz bir alanı/mülkü en optimize ve fayda sağlayacak şekilde değerlendirmek istiyorsanız sağlam bir altyapı oluşturulması ve stratejik bir planlama yapılması açısından hayati bir önem taşır.

Contact us

Kapsamlı Değerleme Hizmetleri İçin Bizimle İletişime Geçin

Sorularınızı yanıtlamaktan ve hizmetlerimizden hangisinin ihtiyaçlarınıza en uygun olduğunu belirlemenize yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.

Your benefits:
What happens next?
1

We Schedule a call at your convenience 

2

We do a discovery and consulting meting 

3

We prepare a proposal 

İletişim