İki senedir tüm dünyayi kasip kavuran pandemi dönemi bir yandan da yıkım yaratirken bir yandan çok farkli fırsatlar ortaya çikardi. Eğitim de dijitalleşme, uzaktan çalişma ve geleneksel iş modellerinden dijitalleşmeye geçmek için platformlar yaratildi.
Son iki yıldır daralma trendinde olan inşaat sektörü, mevcut projelerde alinan tedbirler ısığında gecikmeler, iptaller, azalan gayrimenkul talebi ve ertelenen yatirimlar ile zor bir dönem geçirdi. Buna ek olarak pandemiye dayalı tedarik zincirdeki aksamalar islerin planlarından sapmasına sebebiyet vermiştir. 2022 icin aşılamanın yarattığı olumlu etkilerle ivmesini yukari çevirmesini bekliyoruz. Bu beklenti ve iyimserliği olumsuz etkileyen bir konu ise gerek malzeme bazında gerekse işçilikteki 2021 yılı son çeyreğinde görülen artışlardır. İnsaat endeksi döviz kuruna bağlı olarak enflasyonun cok üzerine cıkmıs, buna sebep olarak gerek kamu kurumlarına gerekse özel sektöre iş yapan pek çok firmanın bu artış karşısında beklentisi varolan sözleşmesel fiyat farkları haricinde ilave fiyat farkı verilmesi talepleri ciddi derecede doğmustur. Örnek malzeme fiyatı vermek gerekirse 2021 yili basinda ton basina 4.000 TL olan inşaat demiri Aralik 2021 itibariyle 11.000TL ye ulasmistir. Keza yapisal çelik ayni dönemde fiyati 2.5 katına cikmistir.
Bir başka firsat ise Türkiye’nin coğrafi konumunun sağladigi lojistik avantaj ile pandemi arası verilen yurtdişi projelerin elimizde ki güçlü mühendislik ve teknik know-how u ile tekrardan 2022 de pozitif acilim ile hareketleneceğini öngörüyoruz.
Salgin dönemleri sadece ‘yıkım’ diye bakmamak lazim; 1665-1666 yillarinda başgösteren ‘Büyük Londra Vebasi’ sirasinda modern bilim dünyasinin dehasi Isaac Newton ‘yerçekim kanununun temellerini’ ortaya karantinada iken atmistir. Mücadele ve kriz yönetimi ile geçen bu dönem de firmalara yeni kapilar, yeni sistemler geliştirmesi için olanak yaratmiştir.
