Gayrimenkul değerleme sürdürülebilirlik kriterleri günümüzde önemli bir rol sahiptir. Özellikle bankacılık sistemine satın alma süreçlerindeki kredi kullanımı, yapılandırma ve derecelendirme gibi aşamalarda dikkate alınmaktadır. Sürdürülebilirlik, gayrimenkul sektöründe giderek artan bir öneme sahiptir olup aynı zamanda farklı sektörlerde olduğu gibi çeşitli ana konuları da beraberinde getirmektedir.
Gayrimenkul değerleme sürdürülebilirlik kriterleri günümüzde önemli bir rol sahiptir. Özellikle bankacılık sistemine satın alma süreçlerindeki kredi kullanımı, yapılandırma ve derecelendirme gibi aşamalarda dikkate alınmaktadır. Sürdürülebilirlik, gayrimenkul sektöründe giderek artan bir öneme sahiptir olup aynı zamanda farklı sektörlerde olduğu gibi çeşitli ana konuları da beraberinde getirmektedir. Kriter kavramı, gayrimenkul değerleme alanında da önemli yere sahiptir. Çoğunlukla iki farklı açıdan inceleniyor. Birincisi, değerlenen mülklerin sürdürülebilirliği üzerine odaklanırken, diğeri ise sürdürülebilirlik kavramının mülklerin değerine olan etkilerini ele almaktır.
Sürdürülebilir özelliklere sahip binalarda enerji verimliliği, çevre dostu malzemelerin kullanımı ve mülkün yönetim maliyetlerinin düşüklüğü gibi faktörler önemlidir. Mevcut kriterlerin tümü, gayrimenkulün değerini belirlemede de önemli bir husus oluyor. Kurumsal yatırımcılar, uzun vadeli kar elde etmeyi hedefledikleri için doluluk oranları ve kira geri dönüş sürelerini göz önünde bulundurarak sürdürülebilir binaları tercih etmekte.
Sürdürülebilir binalar genellikle aşağıdaki kriterlere göre yer alıyor, bunlar ise;
- Enerji verimliliği
- Düşük işletme maliyetleri
- Yüksek doluluk oranı
- Kısa kira süreleri avantajı ve yüksek talep
- Sürdürülebilir getiri
Bahsedilen kriterler, mülkün değerini belirleyen faktörlerin yeniden şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeyde, değerleme standartlarının bu kriterlere göre güncellenmesi ve adapte edilmesi giderek daha fazla tartışılmaktadır. Ülkemizdeki gelişmeler de bu konuda farklı ölçütler ile bizleri karşılıyor.
Ekonomik dalgalanmalar ve yüksek kredi faizleri, yatırımcılar için finansal karar alma süreçlerini etkileyen önemli faktörler haline geldi. Mevcut zorluklarla başa çıkarken, sürdürülebilir yapılar yatırımcılar arasında giderek daha fazla ilgi görüyor. Sürdürülebilir yapılar genellikle hem çevresel hem de sosyal açıdan sorumluluk sahibi olduklarını göstermelerini ve potansiyelleri baz alınarak artan bir talep görüyor. Kredi derecelendirme süreçlerinde sürdürülebilir yapıların avantajlı konumda olması, yatırımcıların bu tür projelere daha fazla kaynak ayırmalarını teşvik niteliğinde bulunuyor. Geçirmiş olduğumuz pandemi sonrası dönemde, insanlar çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal etki gibi faktörlere daha fazla önem vermeye başladı. Böylece sürdürülebilir yapıların gayrimenkul değerleme talebinde belirgin bir artışa neden oldu.
RICS’in verilerine göre, sürdürülebilir yapılar olan talep oranı son yıllarda önemli ölçüde arttı. 2020 yılı öncesinde %40 civarında olan talep oranı, günümüzde %60’ların üzerine çıktı. Yaşanan artış, sürdürülebilirlik kriterlerinin finansal kararlarda giderek daha fazla ağırlık kazandığını ve yatırımcıların uzun vadeli sürdürülebilir mevcut potansiyeline daha fazla odaklandığını gösteriyor.
Gayrimenkul Değerlemede Sürdürülebilirlik Kriteri
Gayrimenkul ve değerleme bağlamında, deprem gerçeği hayati bir öneme sahiptir. Yapıların depreme dayanıklılığı düşükse, genellikle sürdürülebilir bina standartlarını karşılamazlar. Mevcut durumda, depremle ilgili raporlar ve güçlendirme işlemleri gibi yüksek maliyetli adımlar gereklidir. Fakat yapıların sürdürülebilirlik kriterlerini sağlamak için gereken maliyet yatırımcılar için olumsuz bir faktördür. Gelir açısından bakıldığında, sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan binalarda risk primleri yüksektir ve dolayısıyla risksiz getiri oranları azalmaktadır. Yüksek risk oranları, beklenen gelirlerin önemli ölçüde düşmesine yol açıyor. Mevcut sürdürülebilir olmayan yapılar için gelecekteki yüksek gelir beklentilerinin gerçekleşme olasılığı düşüktür. İşletme ve yenileme maliyetlerinin yüksek olması da göz önüne alındığında, zamanında kentsel yenileme ve dönüşüm faaliyetleri önemlidir.
Değerlendirmeler, sürdürülebilirlik kavramının artık gayrimenkul değerlemesinde önemli bir faktör olduğunu göstermektedir. Binanın değerini belirlerken, sadece fiziksel ve yasal faktörler değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel etkiler de dikkate alınmalıdır. Sadece gayrimenkul değerleme açısından değil, çevresel duyarlılık açısından da sürdürülebilirlik kavramı hayati öneme sahiptir. Tüm dünyada, karbon salınımının en önemli kaynağı olarak tanımlanan binalar, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynamaktadır.